12 Aralık 2016 Pazartesi

SİNERJİ

Sosyal olaylarda ‘’3+3= 6 ‘’ olmayabiliyor. Bazen sinerjik olarak 7, 8 bazen de daha küçük 3 ya da 4 olabiliyor. Örneğin, bir firmadaki 20 kişilik işi, benzer başka   firma   10   kişi   ile   yapabilmektedir. Sinerji Nedir? Sinerji, uyumlu ve birbirlerini güçlendirerek ortaya çıkan  eylem olarak ya da bir araya gelen enerji kaynaklarının toplam enerjilerinin, tek tek sahip oldukları enerjinin toplamından daha çok olması olarak açıklanabilir. Bu tamamen ‘’sinerjik’’ yönetim sayesinde gerçekleşebilmektedir.

Yöneteceğimiz ekibin, kaliteli, dürüst, çalışkan ve yetkin elemanlarca oluşturulması ile ’’liyakatin’’ işletilmesi çok önemlidir. Eğer hazır bir organizasyonda görev alacaksak, elemanların yetkinleştirilmesi için, gerekli eğitim aldırılmalı, yetersiz elemanlar ise değiştirilmelidir. Aksi taktirde bunlar bize hep köstek olacaktır. Kurumların ya da takımların ‘’hedefleriyle’’ ekiplerindeki kişilerin ‘’güçlü yönleri’’ de uyumlu olmalıdır. Güçlü yönlerin, daha da geliştirilmesi biraz daha eğitim ve çalışma ile mümkündür. Mesela, futbol takımındaki ilerideki golcü futbolcuların, güçlü yönleri gol atmaya fazla müsait değilse, diğerleri iyi olsa bile, ne yaparsak yapalım takım başarılı olamayacaktır.

Mesela, çok iyi futbolculardan oluşturulmuş birçok takım istenilen sonuçları veremeye bilmektedir. Bunun nedeni, takım içinde uyum olmamasından kaynaklanmakta olup, takım içindeki kişilerin birbirlerini iyi tanıması ve birlikte hareket etmesi çok önemlidir. Ayrıca gerekli motivasyon da, yani elemanları harekete geçiren kuvvet de verilmelidir. Tabii ki herkesin motivasyon faktörleri farklı olup, kimisi izin kimisi de para, eğitim ya da seyahatten hoşlanabiliyor. Yöneticilerin bunları öğrenmesi, uygulaması ve elemanlarını elde tutması gerekmektedir. Günümüzde, önüne gelen, yönetici olmak istemekte olup, belli yeterlilikler olmadan ya da kendi menfaatlerini düşünerek yapılan yönetimler, hesap verilebilir sistemlerin olmadığı yerlerde ya da kurumlarda başarılı olunmadığı halde ‘’başarısızlıklar’’ anlaşılamayabiliyor. Çıktılar ya da sonuçlar çok kötü olsa bile, bunlar ‘’ laf cambazlıkları’’ ile fevkalade geçiştirilebiliyor.

Ortak misyon ve vizyon bilincinin, ekipteki tüm üyelere aktarılması ile birlikte herkesin aynı yönde hareket etmesi sağlanmalıdır. Çünkü farklı yönlere giden ekip üyeleri sistemi yavaşlatacağından, kurumlar ya da firmalar verimsiz olarak faaliyet göstereceklerdir.

                                                                              

Buraya kadar insan olarak bahsettik, bunun yanında teknoljiyi de kullanarak sinerjiyi arttırmak mümkündür. Elektronik, akıllı makine, robot ya da ileri teknolojileri her alanda kullanabiliriz. Birkaç özelliği  bir  araya  getirerek, çok  güçlü  sonuçlar  alabiliriz.

Örnek olarak aşağıdakileri verebilirim;

  • İyi bir ekip oluşturup, uyumlu çalışılarak mükemmel bir noktaya ulaşılabilir.
             ( Sinema filmi, Futbol takımı gibi )

  • Bilgisayar, internet ve telefon teknolojilerinin üçünün bir arada kullanılması
ile çok büyük bir sinerji oluşmuş ve yeni  bir   info-devrim   ortaya   çıkmıştır.

  • ·        Ofiste üç  personel yerine gerekli teknolojik cihazlar ve yazılımlar kullanılarak, bir ya da iki personelle aynı işler yapılabilir.




Yöneticilerin etik, tutarlı ve adil olması  çok  önemli. Söylenenlerle yapılanlar aynı olmalıdır. İlave olarak,  Yöneticilerin, işler istendiği gibi gitmediği zaman, bir ‘’B  planı’’  yani  ikinci alternatifi  mutlaka olmalıdır. 

17 Mayıs 2014 Cumartesi

ÜNLÜ CEO ' lardan TAVSİYELER





·         Güler  yüzlü  olun ,
·         Hayal  kurun ,
·         Cesaretli  olun ,
·         Vizyon  ve  hedefler  koyun ,
·         Bütünü  düşünün ,
·         Stratejik  düşünün ,
·         Başaracağınıza  inanın  ve pozitif  düşünün ,
·         Akıllı  ve  yetenekli  kişileri  çalıştırın ,
·         Eğitime  önem  verin ,
·         Piyasada  olup  biteni  takip  edin ,
·         En  önemli  sermayeniz  ilişkileriniz  olsun ,
·         Dürüst  olun ,
·         Personelinizin  görüşlerine  başvurun ,
·         Kalite  ve  verimliliği  personelinize  aşılayın ,
·         Şirketinizdeki  insanlarla  yılın  belli  günlerinde  eğlenmeyi  ihmal  etmeyin ,
·         Başarısızlıklara  üzülmeyin ,  ders  çıkarın  ve  sabırlı  olun .
 
            KAYNAK : YÖNETİCİLER  İÇİN  ANAHTAR , Behçet N.TANKUT


6 Ocak 2013 Pazar

KARAR VERME



 
‘’ En  kötü  karar ,  kararsızlıktır. ‘’ deyimi  çok  anlamlıdır. Kararsız  kalmamak  ve doğru   kararlar  verme, Yöneticiler   için  çok  önemlidir . Doğru ve bazen hızlı karar almak gerekebiliyor. Bunun  için  organizasyon yapısı  ve  diğer  tedbirleri    de almayı unutmamalıyız.

Yönetsel  kararları  3  düzeydedir:
  1. Stratejik Kararlar: İşletmenin bütününü etkileyen, uzun dönem (3-5 yıl) olarak üst  yönetim  tarafından  belirlenen planlardır.
  2. Yönetsel Kararlar: Stratejik kararları desteklerler. Orta kademe  yöneticiler  tarafından belirlenen 1-3 yıl   dönemi   kapsayan   kararlardır.
  3. Eylem (Operasyonel) Kararlar: Alt kademe yöneticilerin yetkisinde olan kısa döneme ilişkin kararlardır.
Karar  verirken genellikle  olumsuzluklar  ön  plana  çıkıyor. Bir  iki  negatif  şey  fark ettiğimiz  zaman  olmaz  diyerek yanlış kararlar verebiliyoruz. Halbuki  bu  olay belki de  ileride  çok  önemli şeyler  getirecek. Bence  olayların  hem  pozitif ( + )  hem de  negatif ( - )  yönlerine  bakıp  ağırlık olarak  ne  taraf  daha  ağır  basıyor  diye  düşünmeliyiz.
6  (+)  > 3 (-)   pozitif   taraf  ağır  basıyor. Direk  olarak  negatif  yönleri düşünmek,  bazı  fırsatları  kaçırtabilir. Ünlü CEO ‘ ların da   çeşitli konferanslarda  söylediği gibi;  verilen  10  karardan  6  tanesi doğru veya olumlu ise  toplam  sonuç  iyidir  diyebiliriz. Özellikle  önemli  kararlarda  biraz  daha  fazla  araştırma  yapmakta  fayda  var. Karar verirken riskleri önemsemeliyiz. Riski  , hedeflenen  bir  sonuca  uzak  olmak  ve  zarara  uğramak  olarak  tanımlayabiliriz. Riskler , zamana   bağlı   olarak  değişen   belirsizliklerdir.Bu   belirsizliklerin  yaratacağı  olumlu  ve   olumsuz  etkileri  tahmin  edebilmek  çok  önemlidir.Olumsuz etkilerin, daha  kabul  edilebilir   düzeylere   indirilmesini   hedeflenmesi ,  faaliyetlerin   planlanması   ve  uygulanması  gerekmektedir.

Riski  fazla  olan  işlerin  , kazancı da  yüksek  olmaktadır.Fakat  riskleri  azaltarak , daha  az  kazanmak  ise  garantiye  yaklaştıracaktır.Ayrıca  riskleri  öngörebilmek  için, ekonomik  ve  siyasi  gelişmeleri  takip  ederek, hazırlık  yapmak  gerekiyor.

  • Satış  riski : Satamama  riskidir.
  • Tedarik  riski :Tedarik  planlanmamış ise  mal  bulamama  riskidir. 
  • Stok  riski : Çalınma , hasarlanma , sigortalama  maliyeti , depolama  maliyeti , demode  olma  , raf  ömrünün  kısalması faktörlerini  içerir.
  • Kur  riski  : Dövizin  artması.
  • Enflasyon  riski : Fiyatların  yükselmesi.
  • Tahsilat  riski :Müşteri  kredi  limitlerinin  belirlenmesi  gerekir.
  • Finans  riski : Riski  yüksek  işlerin  getirisi de  fazla  olur.Getiriden  az  fedakarlık  yapmak ,   riski  büyük  oranda  düşürecektir.
  • Yatırım  yapmama  riski : Pazar  payı  çok   miktarda   kaybedilebilir.
  • Eleman  kaybetme  riski : Değerli   elemanların  firmadan   ayrılması.
  • İş güvenliği ve sağlığı riski : İş kazaları ve personelde sağlık sorunları olabilir.
  • Bakım yapmama riski : Makine veya araçlarda arıza olması nedeniyle maddi ve manevi zararlar söz konusu…
Karar  verirken,  bu  risk  faktörlerine  çok  dikkat  etmek  gerekir.

1 Mayıs 2012 Salı

BEDEN DİLİ




 





İletişimde  beden  dili  % 60 , ses  tonu  % 30 , kelimeler  %  10  önem  taşır.

Beden  dili , duygu  ve  düşüncelerimizin  yansımasıdır.Düşüncelerimizi anlatan kelimeleri    söylerken
değiştirsek     bile  ,  beden   dilini    değiştiremeyiz.Bunun  için   karşımızdaki  insanların beyninden geçenleri beden  dilleriyle anlamaya  çalışırız.Örneğin  film seyretmek  ve   başkalarının  hareketlerini  izlemek  çok  yararlı  olacaktır.

1-      YÜZ : Canlı  olun.Mümkün   olduğunca   gülün .

2-      GÖZ : İnsanların  yüzüne  bakın.Konuşurken  gözlerinizi  kaçırmayın .

3-      JESTLER : Ellerin  kenetlenmesi , kolların  kavuşturulması , ellerinizin  çene hizasında  olması  durumlarından  kaçının.Aşırıya  kaçmadan  jestlerinizi  kullanın.

4-      BAŞ  HAREKETLERİ : Karşınızdaki  konuşurken  başınızı  ara  sıra  aşağı   yukarı  hareket  ettirerek  onu  dinlediğinizi  ve  anladığınızı  belli  edin.

5-      DURUŞ : Sizinle  konuşan  insanlara  bakın.Mümkün  olduğu  kadar  çok  kişiye ara   sıra da   olsa   bakmaya  çalışın .Samimiyetimize  göre ,  insanları    rahatsız etmeyecek  yakınlıkta  durmak  gerekiyor.Tabi ki   dik   ve  özgüvenli  duruş  en  önemlisi .

6-      TEMAS : Bazı  durumlarda  yaşı  küçüklerle , aynı  cins ve  sizden daha alt statüde olanlarla bedensel  temas  kurun.Zayıf  bir  el  sıkışma  güvensizlik  işaretidir.Bu yüzden  sıkı veya  sağlam  el  sıkışma  yapmaya  dikkat  edin.

7-      KONUŞMA : Ses  tonu  çok  önemlidir.Çok  fazla  konuşmayın.Toplulukta  eşit 
      miktarda  konuşun.




6 Haziran 2010 Pazar

TOPLANTI YÖNETİMİ


Çoğu toplantılar çok uzun sürer ve belli bir zaman sonra konuşulanların hiç bir işe yaramadığı ortaya çıkar.Bazen gereksiz tartışmalar ve kavgalar çıkar.

-Toplantı öncesi konu , yer , saat ve katılacak kişiler yazılı olarak ilgililere bildirilir.

-Toplantı öncesi , kulis yaparak kendi fikirlerinize yandaş toplama girişiminde bulunabilirsiniz.

-Toplantıya bir kişi başkanlık eder.

-Toplantı başında gündem hatırlatılıp , konular önem sırasına konur.

-Gereksiz kişiler toplantıya çağrılmamalıdır.

-Katılan herkes konular ile ilgili fikirlerini belirtir.

-Konu harici konuşmalara girilmeyip , sürelere dikkat edilir.

-Karşılıklı tartışmalara izin verilmez.

-Görsel araçlar kullanılır.

-Görüşler sayısal ve gerçek olarak kanıtlara dayanmalıdır.

-Sorun tamamen belirlenmeden çözümlere geçilmemelidir.

-Toplantı sonunda ; tüm katılanlar neyi , nasıl ve ne zaman yapacaklarını bilmeleri gerekir.

Toplantı sonuçları , ilgililere yazılı olarak verilir.Bu sonuçları ‘’ Toplantı Raporu Formu ‘’ oluşturarak ( konu , tarih , katılanlar , sonuç , ) yazmak daha pratik olacaktır.

Toplantı Türleri :

- Karar alma toplantıları
- Yönlendirme toplantıları
- Fikir oluşturma toplantıları
- Motivasyon toplantıları
- Müşteri toplantıları
- Takip toplantıları


Toplantı sonunda ; tüm katılanlar neyi , nasıl ve ne zaman yapacaklarını bilmeleri gerekir.












7 Ocak 2010 Perşembe

ÖNEMLİYİ ÖNEMSİZLERDEN AYIRABİLME BECERİSİ :

Çoğumuz çok önemli işlerimiz varken önemsiz detaylar peşinde koşarız.Böylece asıl işi kaçırıp ıvır zıvır şeylerle meşgul oluruz.Sonuçta ilerlememiz yavaşlar ve performans düşüklükleri yaşarız.Aslıda önemli dediğimiz şeyler orada durup , bizim seçmemizi bekler.Fakat biz onu birçok olay veya nesnelerin içinde bir türlü göremeyiz.Zaten başarılı olanlar da bunları görüp ayırabilenlerdir.

Ama asıl önemli olanı hedeflerimizi doğru seçmemizdir.Neyi ? Neden istiyoruz ? Bunun için bence biraz daha fazla dikkat edip yapacağımız işlerin bize ne kadar fayda sağlayacağı ya da ne kadar bedel ödememiz gerektiğini sorgulamak çok yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Mesela az çalışarak bazı öğrenciler başarılı olmakta bazıları ise daha fazla çalıştığı halde ondan daha düşük not almaktadır.Bence az çalışan öğrenci derste daha dikkatli dinliyor .Böylelikle hocanın önem verdiği konuları hissedebiliyor veya önemli konuları ayırıp onlara çalışıyor.Çünkü ben de böyle yaparak evde fazla çalışmadan sınıflarımı geçtim.

Mesela iş hayatımızda önemli işi atlayıp , önemsiz işlerle meşgul olduğumuz çok olmuştur.Ya da alışveriş yaparken gerçekten ihtiyacımız olan bir şeyi almamız gerekirken , ihtiyacımız olmayan bir şeyi aldığımız çok olmuştur.Veya kitap olarak bana en önemli kitap hangisi deseler ? Tabi ki Kuran-ı Kerim derim.Ama okumayan binlerce kişi var.Sorsanız Kuran-ı Kerim hariç 20-30 kitap okumuştur.

Başka bir örnek arkadaş seçiminde de yapabiliriz.Bize faydalı olabilecek veya onunla zaman geçirmenin bize mutluluk vereceği arkadaşlarımızın daha önemli olması gerekmez mi?Bana göre her olaylarla ilgili çok önemli , önemli , az önemli ve önemsiz olarak sınıflandırmalar yapmayı alışkanlık haline getirmeliyiz.Böylece beyin bunu otomatik olarak hep yapacaktır. Liderler de önem sıralaması yaparak , önemli işlere öncelik vermeyi çok iyi başarıyorlar.

Sonuç olarak ; ‘’ Hayat önemliyi önemsizden ayırma meselesidir ‘’ demek yanlış olmaz.

KAYNAK : YÖNETİCİLER İÇİN ANAHTAR , Behçet N.TANKUT

9 Ocak 2009 Cuma

Zaman YöNetimi

Check out this SlideShare Presentation:
Zaman YöNetimi
View SlideShare presentation or Upload your own.